
İyi bir içerik yalnızca izlenmez; hissedilir.
Storytelling, bir markanın yalnızca ürününü değil, duygusunu da anlatma biçimidir.
Bu yüzden “duygu yönetimi”, içerik üretiminin en görünmez ama en etkili formülüdür.
İnsanlar markaları değil, hikâyeleri hatırlar.
Bir video izlerken akılda kalan şey ürün değil, o ürüne eşlik eden duygudur: bir tebessüm, bir rahatlama, bir ilham anı.
Duygu yönetimi, izleyicinin bilinçaltında markaya karşı güven, aidiyet ve merak duygusu yaratır.
Bir içerikte etki bırakmanın üç temel adımı vardır:
Bu yapı PSR (Problem–Solution–Result) ve AIDA (Attention–Interest–Desire–Action) framework’leriyle birleştiğinde, hem hikâye anlatımı hem satış performansı güçlenir.
Beynimiz, duygusal hikâyeleri düz bilgiden 20 kat daha hızlı işler.
Bir yüz ifadesi, bir ses tonu ya da bir sessizlik bile izleyicide “ben de öyle hissettim” tepkisini doğurur.
İşte bu yüzden, duygusal doğruluğu olan içerikler sadece dikkat çekmez; davranışı değiştirir.
Algoritmalar sürekli değişir ama insan doğası değişmez.
Doğru duygusal tonu yakalayan içerikler, kullanıcıların paylaşma eğilimini artırır.
Bir içerik “benim hislerimi anlatıyor” dedirtiyorsa, otomatik olarak organik yayılım başlar.
Hikâye + Duygu + Gerçeklik = Etki
Bu formül, sadece bir içeriğin izlenmesini değil, markanın hatırlanmasını sağlar.
Çünkü insanlar gördüklerini değil, hissettiklerini paylaşır.
Markalar artık yalnızca ürün değil, hikâye satıyor.
Biz Superlike olarak, duyguyu merkeze alan içeriklerle markaların akışta değil, zihinlerde yer etmesini sağlıyoruz.
Eğer sen de markanın hikayesini etkileyici bir deneyime dönüştürmek istiyorsan:
👉 Superlike’a Başvur
ve içeriklerinde duyguların gücünü birlikte kullanalım. ✨
Adres: Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mahallesi Çobançeşme E-5 Yan Yol Caddesi No:6 A Blok D:54 Route İstanbul Bakırköy/İstanbul